ŞEYH ALİ SEMERKANDİ HAZRETLERİ

Niyet Hayır Akıbet Hayır

HAFIZ ŞAKİR KAZAN


BİR KURRA HAFIZI

ŞAKİR KAZAN




Her yörenin  kendine göre tarihi bir özelliği, ayrıcalık taşıyan bir güzelliği ve sosyal manada bir cazibesi vardır. Hiç şüphe yok ki  Kızılcahamam’ın Yukarıkese köyü de bu özellikler ve güzelliklerden nasibini almıştır; hatta birçok köye göre istisnai özelliklere ve güzelliklere sahiptir. 

 
Ancak birçok farklılığı vardır Yukarıkese köyün. “ Neden bir ayrıcalığı olsun ki ? “ diye hafızanıza bir soru işareti gelmiştir şüphesiz. Haklısınız, ben de o farklılıktan söz etmek istiyorum zaten.

Peki bu farklılık hangi alanda olabilir?..
 
Birçok alanda vardır ama ben şimdilik bir yanını, herkesin pek görmediği, görüp de pek rağbet etmediği yanını bu yazımda konu etmek istiyorum.

BİR RASTLANTI SONUCU BU KONUYU İŞLEMEYE KARAR VERDİM

Bayramlaşma nedeniyle ziyaretine gittiğim Yukarıkese köyü mensuplarından Kurra Hafızı Şakir Hoca’nın ( Şakir Kazan ) Ankara’daki evine gittik eşimle birlikte.. Daha biz içeri girerken   elinde bir tomar kağıt olduğu halde dışarı çıkıyordu.  “ Bunlar ne hocam “ deyince “ Siz içeri geçin, hanımefendi evde, ben birazdan geleceğim “ dedi.

Sonradan öğrendim ki elindeki o bir tomar kağıdın bir serüveni varmış. Meğer ilim ve irfan adına araştırmalar yapıp bunları çoğaltarak önüne gelene dağıtmak suretiyle insanların kültürünün gelişmesini sağlamak, okuma alışkanlığını insanlara aşılamak  için yapıyormuş böyle bir çalışmayı.  

OKUMAYI ÖĞRENMEK VE BU ALANDA İLERLEMEK

Herkes din adamı olur, herkes hoca olur ama kurra hafızı olmak kolay değildir. Hele hele bir de hafız olduktan sonra kıraatını geliştirmek apayrı bir özelliktir.

Kızılcahamam’ın Yukarıkese Köyünde dünyaya gelen Şakir Kazan ilk Kur’an okuma (tahsil edinme ) çalışmalarına köyünde başladı. Bilahare köyün ve o yörenin ünlü Kurrâ hafızlarından aynı zamanda talebe yetiştirerek, hafızlık çalıştırarak ünlenen merhum Hafız Hakkı’da okumaya başladı.

( Merhum Hafız Hakkı Hoca Efendi o zamanlar o yörede en fazla hafız yetiştiren bir Kurrâ hafızıydı. Yetiştirdiği talebelerin ve özellikle de hafızların haddi hesabı yoktur. Allah rahmet eylesin. )  

Hafız Hakkı’da hafızlığını ikmal eden Şakir Kazan kıraat ve ikmal dersleri almak, Hafızlığını pekiştirmek üzere Kızılcahamam’ın Beşkonak köyünden, ancak İstanbul’da yaşayıp hafız yetiştirme yönünde Türkiye’de değil belki de dünya da bir eşi daha bulunmayan, bundan sonra da kolay kolay bulunmayacak olan ünlü Kurrâ Hafızı öğreticisi Hasan Akkuş’ un talebesi olmak üzere İstanbul’a gitti.

 Artık hafız hem de kurrâ hafızı olmuştu. Ancak hafız olmakla birlikte hem kıraatı güzel, hem de hafızlığını ve hocalığını karizmatik kılan ses güzelliği mükemmeldi Şakir Hocanın.

Gerek Hasan Akkuş ve gerekse Hafız Hakkı merhumların Kur’an okutma ve hafız yetiştirme gayretleri  bu manada tarihe malolacak önem ihtiva eder.  

( Aslında Türkye’de radyoda ilk Kur’an okuyan hafız Ali Osman Atakul, Mısır’da Ezher Üniversitesi’ni ve Irak’da üniversite okuyan hem hafız, hem de iyi bir alim olan Hasan Ali Aras, Taa eskilere gidersek talebe ve hafız yetiştiriciliği ile üne kavuşmuş Hafız Odabaşı, Hafız Süleyman Altındal ve daha birçok ünlü isim bu köyden çıkmış ve toplumumuza, ilim ve irfan adına büyük katkıları bulunmuştur. Allah nasip ederse bu isimler ve başta bu köyün en meşhurlarından Delimam vakiasını kaleme alacağım. )

Konumuza dönecek olursak Şakir Kazan İstanbul’dan döndükten sonra azim ve iradesini göstermiş, o güzel sesi ve Kurra hafızı olmasının mertebesine her alanda kavuştu.

Daha askerliğini yapmamış olmasına rağmen K.Hamam’ın Ayvacık köyünde 9 ay imamlık yapmış, askerliğini yaptıktan sonra da  vekil imamlığı sınavlarına girerek kandı ve Ankara’nın Köstenci camisinde göreve başladı.   Daha sonra müezzinlik (asıl) sınavlarına girdi. Sınava katılanların sayısı 100’ü bulmuştu, iki kişi kazandı birisi ve birincisi Şakir Kazan’dı. Ankara’nın Gülseren Mahallesindeki Kazım Karaekir Paşa Camiinde 8 yıl görev yaptıktan sonra İmam Hatip Okulunu ( o zaman 4 yıldı ) dışardan bitirdi ve asil imam olarak ataması yapıldı. 10 yıl Yenimahalle’nin Oğuzlar camisinde 16 yıl da Kızılırmak camisinde görev yaptı.

Şakir hoca daha genç yaşta olmasına rağmen emekliliğini istedi. Çünkü oğluna ev alacaklardı. O zamanın parası ile 9 milyon lira gerekiyordu. Şakir hoca emekli oldu ve emeklilikten aldığı parayı oğluna verdi ve Sincan’dan o zamanın parası ile Sincan’dan bir daire aldılar.

Şakir Kazan’ın 3 oğlu var. Hüseyin ilmi araştırmalar ve yazmanlık yaparken, ortancı oğlu Ali hakim, sonuncu oğlu Veysel ise Avukat.

Çocuklarının her biri birbirinden kariyer ve kapasiteye sahip . Hem milli -manevi değerler açısından hem de hısım-akraba, komşu ilişkileri açısından saygın bir düşünce yapıları var.

Araştırmamı küçük bir espri ile sonlandırmak istiyorum: Şakir Hoca’nın ortancı oğlu Ali Kazan köyünde ( Yukarıkese ) öyle bir ev yaptırdı ki tam anlamı ile harika. Ben de hep minik bir yapı düşüncesinde oldum ama şimdiye kadar Allah nasip etmedi, inşallah evlatlarım benim köyüme,  eski adı ile Kise köye bir ev yaparlar. Çünkü ben Hakk’a son nefesimi verdikten sonra köyüme defnedilmek istiyorum. 


Kaynak:Mehmet AKYOL
İlgili siteye ulaşmak için aşağıdaki linki tıklayın..

http://www.baskentlilerhaber.com/bir-kurra-hafizi-sakir-kazan_m1069.html

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kazım Atalık


Yorumlar - Yorum Yaz
@

NİYET HAYIR AKIBET HAYIR


Hava Nasıl Olacak
Takvim
Üyelik Girişi